ABD Dışişleri Bakanlığı, 2021 yılından beri açıklamadığı nükleer bomba sayısındaki gizliliği kaldırarak elindeki sayıları açıkladı.
ABD bu hareketle, kitle imha silahlarının üretiminin yaygınlaşmasını engellemek ve nükleer silahsızlanmayı yayma yolunda diğer devletlere şeffaf olarak dünyadaki gerginliğin azaltılmasını amaçlıyor. Nükleer silah sayısı, ABD’nin elindeki kitle imha silahların durumunu ve sayısını kontrol eden Ulusal Nükleer Güvenlik İdaresi (NNSA) tarafından açıklandı.
NNSA’nın açıklamasına göre ABD’nin kullanabileceği güncel nükleer bomba sayısı 3,748 fakat bu sayı içerisinde aktif olan ve olmayan, stratejik ve taktik nükleer başlıklar da bulunuyor. Aktif savaş başlıkları yedek parçaları ve eğitimli ekipleri ile kullanıma hazır şekilde bekletilirken aktif olmayanlar bakımdan geçmediği sürece kullanılamaz halde olup depolarda bekletilmektedir. Sayıma dahil olmayanlar ise başlıkları sökülmüş ve yedek parça haline getirilmiş bombalardır.
ABD’deki nükleer bomba sayısının tarihine ve nükleer silahsızlanma sürecine bakacak olursak, NNSA’nın açıkladığı 3,748 bomba gibi yüksek bir miktarın aslında Soğuk Savaş’ın en gergin olduğu 1967 dönemindeki 31,255 bombaya kıyasla ne kadar az olduğunu fark etmek mümkün. ABD sahip olduğu nükleer bomba sayısını Soğuk Savaştan beri %88, 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılışından beri de %83 azaldı.
Geçtiğimiz son 7 yılın rakamları incelendiğinde bomba sayısının çok değişmediği görülebiliyor. Sayıdaki ufak dalgalanmaların da aktif nükleer başlıklarının bakıma girip çıkmasından dolayı olduğu tahmin ediliyor. NNSA açıklamasında ayrıca bu sene sadece 69 adet nükleer başlığın hizmetten çıkarıldığını belirtti. Bu rakam 1994 yılından beri her yıl hizmetten çıkarılan nükleer başlık sayısında en az olanı.
Sayıları yıllardır dünya çapında yavaş yavaş azalsa da nükleer silahlar geçtiğimiz yıllarda dünya çapında artan gerginlikler yüzünden tekrar endişe konusu olmaya başladı. 1987’de Rusya ve ABD arasında imzalanan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’nın 2019 yılında yürürlükten kalkması ve Rusya’nın Yeni Stratejik Silahların Azaltılması Antlaşması’na (New START) katılımına süresiz şekilde ara verdiğini belirtmesi dünya çapında nükleer savaş korkusunu arttırıyor.